background img

The New Stuff




Bilim insanları, eksikliği halinde alzheimer'ın geliştiği REST adında bir protein keşfetti. Üretilecek ilaç sayesinde yeniden aktif hale getirilecek olan REST proteiniyle, hastalığın tarihe karışması bekleniyor
ABD'de Harvard Üniversitesi'nden bilim insanları, bebek anne rahmine düştükten sonra oluşmaya başlayan ve beyinde bulunup kodlanan bir protein keşfetti: REST... REST proteini, yaşlılıkta azalıyor ve yok oluyor. Bu protein beyni dış saldırılara, nöronlara ve mikroplara karşı koruyor. Yokluğunda ise alzheimer gelişmeye başlıyor. Proteinin ilacı geliştirildiğinde ise alzheimer'ın önüne geçilmesi bekleniyor.

'ÜMİT VERİCİ' DENİLDİ
Bilim insanlarına göre, REST olarak adlandırılan ve özellikle fetal dönemde aktif olan protein, alzheimer teşhisi konulan insanların beyninde gittikçe azalıyor. Bilim dergisi Nature'da yayımlanan araştırma kapsamında bunama geçmişi olmayan insanlarda ise alzheimer'a yakalananlara kıyasla bu protein miktarı üç kat fazla. Bu bulgu, yıllardır çare aranan alzheimer hastalığı için ümit verici olarak değerlendiriliyor.

DÜNYADA 30 MİLYON HASTA VAR
Harvard'daki profesörlerden Bruce Yankner, araştırmalarıyla REST protein seviyesi yüksek tutulursa insanların alzheimer'a karşı dirençli olabileceklerinin ortaya çıktığını söyledi. İlaçlarla bu proteinin aktif hale getirilebileceğini dile getiren Yankner, "Araştırma sonucu doğruysa, Amerika'da alzheimer teşhisi konulan 5 milyondan fazla kişi için tedavi yönteminde yeni bir dönem açıldı demektir" ifadelerini kullandı. Dünyada 30 milyondan fazla alzheimer hastası olduğu tahmin ediliyor. Ancak 2030 itibarıyla bu sayının 70 milyonu bulacağı öngörülüyor.

Prof. Dr. Hikmet Yılmaz (Nörolog):
AlzheImer hastalığı yaşlanmayla yakından ilgisi olan bir hastalıktır. 50 yaşındaki biriyle 80 yaşındaki birinin alzheimer'a yakalanma riski aynı değildir. Beyinde bazı proteinlerin yakılamaması ve birikmesi unutmaya yol açıyor. Dünya nüfusu hızla yaşlanıyor. Alzheimer üzerine böyle çalışmaların yapılması ve iyi sonuçlar vermesi gayet iyi. İşe yarar mı, ilaç olarak üretilip piyasaya sürülür mü, bu ne kadar zaman alır bilemem. Çünkü alzheimer yalnızca protein birikmesine bağlı bir hastalık değil. Tempolu yaşam ve stres gibi bunu tetikleyen birçok faktör var. Yine de bu çalışmanın başarılı olmasını umuyorum.

Doç. Dr. Serdar Dağ (Nörolog):
AlzheImer, demansın en çok görülen alt türüdür. Bugün için bu hastalığa sebep olan hadise beyin hücrelerindeki dejenerasyon olarak bilinmektedir. Fakat bu dejenerasyonu hangi etkenlerin başlattığı tam bilinmemektedir. REST proteininin eksikliği alzheimer'a sebep olan etkenlerden biri olabilir ama sadece bu proteini sorumlu tutmak yanlış olur. Genetik etkenler, beslenme alışkanlığı, damar yapısı, stres, geçirilen hastalıklar, hipertansiyon, şeker hastalığı, sistemik hastalıkları alzheimer'a sebep olan etkenler arasında sayabiliriz. Demansın sebebini sadece bir etkene bağlamak yanlış olur ama ilaçlar geliştirebilmek için yapılan bu çalışmalar umut vericidir.

Uzm. Dr. Ayşenur Durna (Nöroloji Uzmanı):
Şimdiye kadar alzheimer dahil tüm demans tiplerinde koruyucu tedaviden çok destekleyici tedaviler uygulanmakta idi. Ancak REST proteininin varlığı, beyin hücrelerini koruyucu ve demans gelişimin önleyici bir tedavi seçeneğinin olabileceğini göstermesi nedeniyle umut verici ve önemli bir gelişmedir.

KAYNAK : SABAH GAZETESİ

Alzheimer tedavisi için yeni umut: REST proteini




Bilim insanları, eksikliği halinde alzheimer'ın geliştiği REST adında bir protein keşfetti. Üretilecek ilaç sayesinde yeniden aktif hale getirilecek olan REST proteiniyle, hastalığın tarihe karışması bekleniyor
ABD'de Harvard Üniversitesi'nden bilim insanları, bebek anne rahmine düştükten sonra oluşmaya başlayan ve beyinde bulunup kodlanan bir protein keşfetti: REST... REST proteini, yaşlılıkta azalıyor ve yok oluyor. Bu protein beyni dış saldırılara, nöronlara ve mikroplara karşı koruyor. Yokluğunda ise alzheimer gelişmeye başlıyor. Proteinin ilacı geliştirildiğinde ise alzheimer'ın önüne geçilmesi bekleniyor.

'ÜMİT VERİCİ' DENİLDİ
Bilim insanlarına göre, REST olarak adlandırılan ve özellikle fetal dönemde aktif olan protein, alzheimer teşhisi konulan insanların beyninde gittikçe azalıyor. Bilim dergisi Nature'da yayımlanan araştırma kapsamında bunama geçmişi olmayan insanlarda ise alzheimer'a yakalananlara kıyasla bu protein miktarı üç kat fazla. Bu bulgu, yıllardır çare aranan alzheimer hastalığı için ümit verici olarak değerlendiriliyor.

DÜNYADA 30 MİLYON HASTA VAR
Harvard'daki profesörlerden Bruce Yankner, araştırmalarıyla REST protein seviyesi yüksek tutulursa insanların alzheimer'a karşı dirençli olabileceklerinin ortaya çıktığını söyledi. İlaçlarla bu proteinin aktif hale getirilebileceğini dile getiren Yankner, "Araştırma sonucu doğruysa, Amerika'da alzheimer teşhisi konulan 5 milyondan fazla kişi için tedavi yönteminde yeni bir dönem açıldı demektir" ifadelerini kullandı. Dünyada 30 milyondan fazla alzheimer hastası olduğu tahmin ediliyor. Ancak 2030 itibarıyla bu sayının 70 milyonu bulacağı öngörülüyor.

Prof. Dr. Hikmet Yılmaz (Nörolog):
AlzheImer hastalığı yaşlanmayla yakından ilgisi olan bir hastalıktır. 50 yaşındaki biriyle 80 yaşındaki birinin alzheimer'a yakalanma riski aynı değildir. Beyinde bazı proteinlerin yakılamaması ve birikmesi unutmaya yol açıyor. Dünya nüfusu hızla yaşlanıyor. Alzheimer üzerine böyle çalışmaların yapılması ve iyi sonuçlar vermesi gayet iyi. İşe yarar mı, ilaç olarak üretilip piyasaya sürülür mü, bu ne kadar zaman alır bilemem. Çünkü alzheimer yalnızca protein birikmesine bağlı bir hastalık değil. Tempolu yaşam ve stres gibi bunu tetikleyen birçok faktör var. Yine de bu çalışmanın başarılı olmasını umuyorum.

Doç. Dr. Serdar Dağ (Nörolog):
AlzheImer, demansın en çok görülen alt türüdür. Bugün için bu hastalığa sebep olan hadise beyin hücrelerindeki dejenerasyon olarak bilinmektedir. Fakat bu dejenerasyonu hangi etkenlerin başlattığı tam bilinmemektedir. REST proteininin eksikliği alzheimer'a sebep olan etkenlerden biri olabilir ama sadece bu proteini sorumlu tutmak yanlış olur. Genetik etkenler, beslenme alışkanlığı, damar yapısı, stres, geçirilen hastalıklar, hipertansiyon, şeker hastalığı, sistemik hastalıkları alzheimer'a sebep olan etkenler arasında sayabiliriz. Demansın sebebini sadece bir etkene bağlamak yanlış olur ama ilaçlar geliştirebilmek için yapılan bu çalışmalar umut vericidir.

Uzm. Dr. Ayşenur Durna (Nöroloji Uzmanı):
Şimdiye kadar alzheimer dahil tüm demans tiplerinde koruyucu tedaviden çok destekleyici tedaviler uygulanmakta idi. Ancak REST proteininin varlığı, beyin hücrelerini koruyucu ve demans gelişimin önleyici bir tedavi seçeneğinin olabileceğini göstermesi nedeniyle umut verici ve önemli bir gelişmedir.

KAYNAK : SABAH GAZETESİ





Demanslı bir kişinin bakımını üstlendiğinizde size çok küçük gelen bir eleştiriye ya da önemsiz bir engele fazla aşırı tepki göstermelerine anlam veremeyebilirisiniz. Aşırı tepki gösterme eğilimi hastalığın bir parçasıdır. Bakıcı için aşırı tepkinin üstesinden gelmek zor olabilir dolayısıyla anlayışlı bir profesyonelden ya da destek grubunuzda tavsiye verebilecek diğer bakıcılardan destek isteyin.

AŞIRI TEPKİNİN ÜSTESİNDEN GELMEK İÇİN ÖNERİLER


Sakin Olun

Kişi bir anda bu şekilde kızgın davranıyorsa onu mantığa davet etmenin faydası yoktur. Enerjinizi saklayın ve sakin kalmaya yoğunlaşın. Siz de sinirlenirseniz durum sadece daha da kızışacaktır. Yapabileceğiniz en iyi şey kişi nazikçe rahatlatmak ve dikkatlerini dağıtmak ya da eğer gerekiyorsa onları stres kaynağından uzaklaştırmaktır.


Kişiyi Cezalandırmayın

Kişiyi azarlamamaya ve örneğin sevdiği bir şeyi yasaklayarak cezalandırmamaya çalışın. Davranışları mantıksız bir huysuzluk gibi görünebilir ama bundan onlar sorumlu değildir ve bir çocuğun yapabileceği gibi, yaşanan deneyimlerden ders almazlar. Bunun yerine olayı çok kısa bir sürede unuturlar.


Tetikleyici Hareketlerden Kaçının

Bu deneyimler bakıcılar için, kişinin zor bir insan haline gelmesinin kasıtlı olmadığını kabul etseler bile yorucu ve üzücüdür. Bu tür tepkileri tetikleyenlerin ne olduğunu anlayabilirseniz onlardan kaçınma yolları bulabilirsiniz. Anlayamıyorsanız bile bu davranışlarla çabuk ve etkili bir biçimde başa çıkmanın yollarını bulabilirsiniz. Örneğin, bu patlamayı sakince görmezden gelebilir ve kendinizi başka bir şeyle meşgul edebilirsiniz ya da kişiyi bir bardak çay vermek gibi yollarla yatıştırabilirsiniz.


Sakin Bir Ortam Sağlayın

Demanslı kişinin alıştığı rutini devam ettirebileceği, sakin ve stressiz bir ortam, bu tür davranışları önleyebilir. Bir konuda onu yönlendirdiğinizde karşılık verebileceği kadar uzun bir süre tanıyarak adım adım açıklayın. Onlara akıllarını karıştıracak çok fazla seçenek sunmayın. “Parka gitmek ister misin?” gibi bir soru kişinin cevap verebileceği basit bir sorudur. “Parka mı çarşıya mı gitmek istersin?” ise şaşırtıcı olabilir.


Yalnız Başınıza Zaman Geçirin

Kendinizi çok stresli hissederseniz kişiyle iletişim kurmaktan kaçının. Kendinizi sinirli ve patlamak üzere hissediyorsanız rahatlamak için yalnız başınıza birkaç dakika geçirin. Siz ne kadar kaygılı ve sinirli olursanız, kişi de o kadar kaygılı ve sinirli olur.


Kontrolünüzü Kaybederseniz Yardım İsteyin

Kontrolünüzü kaybetmeniz işleri sadece daha da kötüleştirmeye yarar. Ancak bu bazen yaşanabilir ve eğer yaşanırsa kendinizi suçlu hissetmemelisiniz. Kişi bunu büyük ihtimalle çok çabuk bir şekilde unutacaktır. Ancak çok sık böyle hissediyorsanız doktorunuzdan, bir sosyal görevliden ya da bir bakıcılar grubundan yardım isteyin. Durumunuzu anlayan insanlardan destek görmeye ihtiyaç duyacaksınız.


Etrafını Bildiği Şekilde Tutun

Demanslı kişiler kendilerini farklı bir durumda ya da tanımadıkları bir grup insanın içinde bulmaktan genellikle rahatsız olurlar çünkü üstesinden gelemeyeceklerini hissederler. Seri şekilde soru sorulması ya da zor bir işi bitirmelerinin istenmesi bir katastrofik tepkiye neden olabilir. Bu durum, bir telefon mesajını almak ya da kapıyı kilitlemek gibi çok kolay görünen bir şeyden bile kaynaklanabilir. Diğer insanların beklentilerine yanıt verememek ya da sıradan bir işi yapamamaktan doğan huzursuzluklar böyle bir patlamayla sonuçlanabilir. Sebebini bir kez anladıktan sonra bu tip olaylarını gelecekte tekrarlanmasından kaçınabilirsiniz ya da stresli zamanlarında onları daha fazla rahatlatabilirsiniz.


Stres İşaretlerini Gözleyin

Bu patlamalardan önce kişinin giderek sinirlendiği birkaç dakika çoğunlukla bir uyarıdır.  Tepkinin dışa çıkmasını onları rahatlatarak ya da ilgilerini dağıtarak önleyebilirsiniz. Eğer tepki ortaya çıkarsa nazikçe elini tutarak ya da kolunuzu omzuna koyarak kişiyi sakinleştirmeyi deneyin. Ancak, bu onları daha da kızdıracağı için, zapt ediyormuş duygusunu vermemeye dikkat edin.


Aşırı Gülme ya da Ağlamaları Engelleyin

Bir başka aşırı tepki şekli de aşırı ağlama ya da gülmelerdir. Kişi sadece birazcık üzücü olan bir şey için ağlamaya ya da biraz eğlenceli bir  şey için kahkaha atmaya başlayabilir. Ağlamaları ve gülmeleri kesmek için ilgilerini dağıtmayı deneyin. Bunlar gerçek duyguların ifadeleri değildirler ve son derece yorucu olabilirler.


Çevrelerini Basitleştirin

Kişinin sıkça katastrofik tepkiler göstermesinin sebebi hayatı son derece akıl karıştırıcı buluyor olmaları olabilir. Çevrelerini basitleştirerek bu duruma yardımcı olabilirsiniz. Örneğin televizyonu kapatarak dış uyaranları azaltın ve günlük işlerini yapabilmelerine yardım edecek yollar arayın.


Düşmanlığı Kişisel Almayın

Bazen demanslı kişiler çok kızgın ya da düşmanca davranabilirler. Unutmayın ki, kızgınlık hastalığın bir parçasıdır ve genellikle akıl karışıklığı ya da yanlış anlamaya bağlıdır. Bunları kişisel almamaya çalışın. Büyük ihtimalle en etkili yaklaşımın sakin kalmak ve kişinin ilgisini dağıtmak olduğunu anlayacaksınız.


Kişi Şiddet Gösteriyorsa Odayı Terk Edin

Bazen demanslı kişiler kısa bir süre için şiddet gösterebilirler. Bu durumda, onlar sakinleşene kadar odayı terk etmek en iyisidir. Destek için bir arkadaşınızı ya da komşunuzu çağırabilirsiniz. Kişi sakinleştikten sonra onu rahatlatın.


Bir Doktorun Fikrini Alın

Doktorunuzdan tavsiye isteyin.Kişinin patlamaları tedavi edilebilecek bir ağrı, enfeksiyon ya da rahatsızlığa bağlı olabilir. Eğer değilse, doktorunuz durumla başa çıkmak için yollar tavsiye edebilir. Yatıştırıcı ilaçlardan akıl karışıklığını artırdıkları ve daha fazla patlamaya neden oldukları için kaçınılmalıdır.

Bu tip aşırı tepkiler sizi üzebilir ve cesaretinizi kırabilir. Alzheimer Vakfının düzenlediği hasta yakınları destek programından kendiniz için destek isteyin.

ALZHEIMER HASTALIĞINDA DAVRANIŞSAL DEĞİŞİMLER





Demanslı bir kişinin bakımını üstlendiğinizde size çok küçük gelen bir eleştiriye ya da önemsiz bir engele fazla aşırı tepki göstermelerine anlam veremeyebilirisiniz. Aşırı tepki gösterme eğilimi hastalığın bir parçasıdır. Bakıcı için aşırı tepkinin üstesinden gelmek zor olabilir dolayısıyla anlayışlı bir profesyonelden ya da destek grubunuzda tavsiye verebilecek diğer bakıcılardan destek isteyin.

AŞIRI TEPKİNİN ÜSTESİNDEN GELMEK İÇİN ÖNERİLER


Sakin Olun

Kişi bir anda bu şekilde kızgın davranıyorsa onu mantığa davet etmenin faydası yoktur. Enerjinizi saklayın ve sakin kalmaya yoğunlaşın. Siz de sinirlenirseniz durum sadece daha da kızışacaktır. Yapabileceğiniz en iyi şey kişi nazikçe rahatlatmak ve dikkatlerini dağıtmak ya da eğer gerekiyorsa onları stres kaynağından uzaklaştırmaktır.


Kişiyi Cezalandırmayın

Kişiyi azarlamamaya ve örneğin sevdiği bir şeyi yasaklayarak cezalandırmamaya çalışın. Davranışları mantıksız bir huysuzluk gibi görünebilir ama bundan onlar sorumlu değildir ve bir çocuğun yapabileceği gibi, yaşanan deneyimlerden ders almazlar. Bunun yerine olayı çok kısa bir sürede unuturlar.


Tetikleyici Hareketlerden Kaçının

Bu deneyimler bakıcılar için, kişinin zor bir insan haline gelmesinin kasıtlı olmadığını kabul etseler bile yorucu ve üzücüdür. Bu tür tepkileri tetikleyenlerin ne olduğunu anlayabilirseniz onlardan kaçınma yolları bulabilirsiniz. Anlayamıyorsanız bile bu davranışlarla çabuk ve etkili bir biçimde başa çıkmanın yollarını bulabilirsiniz. Örneğin, bu patlamayı sakince görmezden gelebilir ve kendinizi başka bir şeyle meşgul edebilirsiniz ya da kişiyi bir bardak çay vermek gibi yollarla yatıştırabilirsiniz.


Sakin Bir Ortam Sağlayın

Demanslı kişinin alıştığı rutini devam ettirebileceği, sakin ve stressiz bir ortam, bu tür davranışları önleyebilir. Bir konuda onu yönlendirdiğinizde karşılık verebileceği kadar uzun bir süre tanıyarak adım adım açıklayın. Onlara akıllarını karıştıracak çok fazla seçenek sunmayın. “Parka gitmek ister misin?” gibi bir soru kişinin cevap verebileceği basit bir sorudur. “Parka mı çarşıya mı gitmek istersin?” ise şaşırtıcı olabilir.


Yalnız Başınıza Zaman Geçirin

Kendinizi çok stresli hissederseniz kişiyle iletişim kurmaktan kaçının. Kendinizi sinirli ve patlamak üzere hissediyorsanız rahatlamak için yalnız başınıza birkaç dakika geçirin. Siz ne kadar kaygılı ve sinirli olursanız, kişi de o kadar kaygılı ve sinirli olur.


Kontrolünüzü Kaybederseniz Yardım İsteyin

Kontrolünüzü kaybetmeniz işleri sadece daha da kötüleştirmeye yarar. Ancak bu bazen yaşanabilir ve eğer yaşanırsa kendinizi suçlu hissetmemelisiniz. Kişi bunu büyük ihtimalle çok çabuk bir şekilde unutacaktır. Ancak çok sık böyle hissediyorsanız doktorunuzdan, bir sosyal görevliden ya da bir bakıcılar grubundan yardım isteyin. Durumunuzu anlayan insanlardan destek görmeye ihtiyaç duyacaksınız.


Etrafını Bildiği Şekilde Tutun

Demanslı kişiler kendilerini farklı bir durumda ya da tanımadıkları bir grup insanın içinde bulmaktan genellikle rahatsız olurlar çünkü üstesinden gelemeyeceklerini hissederler. Seri şekilde soru sorulması ya da zor bir işi bitirmelerinin istenmesi bir katastrofik tepkiye neden olabilir. Bu durum, bir telefon mesajını almak ya da kapıyı kilitlemek gibi çok kolay görünen bir şeyden bile kaynaklanabilir. Diğer insanların beklentilerine yanıt verememek ya da sıradan bir işi yapamamaktan doğan huzursuzluklar böyle bir patlamayla sonuçlanabilir. Sebebini bir kez anladıktan sonra bu tip olaylarını gelecekte tekrarlanmasından kaçınabilirsiniz ya da stresli zamanlarında onları daha fazla rahatlatabilirsiniz.


Stres İşaretlerini Gözleyin

Bu patlamalardan önce kişinin giderek sinirlendiği birkaç dakika çoğunlukla bir uyarıdır.  Tepkinin dışa çıkmasını onları rahatlatarak ya da ilgilerini dağıtarak önleyebilirsiniz. Eğer tepki ortaya çıkarsa nazikçe elini tutarak ya da kolunuzu omzuna koyarak kişiyi sakinleştirmeyi deneyin. Ancak, bu onları daha da kızdıracağı için, zapt ediyormuş duygusunu vermemeye dikkat edin.


Aşırı Gülme ya da Ağlamaları Engelleyin

Bir başka aşırı tepki şekli de aşırı ağlama ya da gülmelerdir. Kişi sadece birazcık üzücü olan bir şey için ağlamaya ya da biraz eğlenceli bir  şey için kahkaha atmaya başlayabilir. Ağlamaları ve gülmeleri kesmek için ilgilerini dağıtmayı deneyin. Bunlar gerçek duyguların ifadeleri değildirler ve son derece yorucu olabilirler.


Çevrelerini Basitleştirin

Kişinin sıkça katastrofik tepkiler göstermesinin sebebi hayatı son derece akıl karıştırıcı buluyor olmaları olabilir. Çevrelerini basitleştirerek bu duruma yardımcı olabilirsiniz. Örneğin televizyonu kapatarak dış uyaranları azaltın ve günlük işlerini yapabilmelerine yardım edecek yollar arayın.


Düşmanlığı Kişisel Almayın

Bazen demanslı kişiler çok kızgın ya da düşmanca davranabilirler. Unutmayın ki, kızgınlık hastalığın bir parçasıdır ve genellikle akıl karışıklığı ya da yanlış anlamaya bağlıdır. Bunları kişisel almamaya çalışın. Büyük ihtimalle en etkili yaklaşımın sakin kalmak ve kişinin ilgisini dağıtmak olduğunu anlayacaksınız.


Kişi Şiddet Gösteriyorsa Odayı Terk Edin

Bazen demanslı kişiler kısa bir süre için şiddet gösterebilirler. Bu durumda, onlar sakinleşene kadar odayı terk etmek en iyisidir. Destek için bir arkadaşınızı ya da komşunuzu çağırabilirsiniz. Kişi sakinleştikten sonra onu rahatlatın.


Bir Doktorun Fikrini Alın

Doktorunuzdan tavsiye isteyin.Kişinin patlamaları tedavi edilebilecek bir ağrı, enfeksiyon ya da rahatsızlığa bağlı olabilir. Eğer değilse, doktorunuz durumla başa çıkmak için yollar tavsiye edebilir. Yatıştırıcı ilaçlardan akıl karışıklığını artırdıkları ve daha fazla patlamaya neden oldukları için kaçınılmalıdır.

Bu tip aşırı tepkiler sizi üzebilir ve cesaretinizi kırabilir. Alzheimer Vakfının düzenlediği hasta yakınları destek programından kendiniz için destek isteyin.



Spotflux engelli internet sitelerine kolayca girmenizi sağlayan, bu işlevinin yanında gizliliğinizi koruyan, internette takip edilmenizi ve kişisel bilgilerinizin ele geçirilmesini engelleyen güzel bir servis.

Programı yükledikten sonra oldukça basit olan arayüzünü kullanarak “Enable” menüsünden aktifleştirmeniz yeterli oluyor. Daha sonra dilediğiniz internet sitesine girebilir, programın sağladığı internet güvenliği servisinin avantajlarından faydalanabilirsiniz.

Bunun yanında programın ayarlar bölümünde yer alan proxyler kısmından proxyleri yapılandırabilir, ayrıca filtreler bölümünü kullanarak VPN Plus yahut sadece VPN filtreleri gibi ayarlamaları da yapabilirsiniz. Programın içerisinde yer alan test araçları sayesinde VPN'in ne kadar etkin olduğunu da test edebilir, coğrafik IP testi sayesinde konum tabanlı olarak da değişim mevcut mu gözleyebilirsiniz.

En son test olarak da kullanılan gizlilik testi sayesinde internet üzerinde ne kadar görünebilir olduğunuzu deneyebilir, böylece internette anonimliğinizi korumakta başarılı olup olmadığınızı anlayabilirsiniz. Başarılı ve ücretsiz VPN programları arasında yer alan Spotflux, diğer VPN programlarından şikayetçi olanların kesinlikle denemesi gerekenler arasında yer alıyor.

İndirmek için : http://www.spotflux.com/

Ücretsiz VPN Arayanlar için : Spotflux



Spotflux engelli internet sitelerine kolayca girmenizi sağlayan, bu işlevinin yanında gizliliğinizi koruyan, internette takip edilmenizi ve kişisel bilgilerinizin ele geçirilmesini engelleyen güzel bir servis.

Programı yükledikten sonra oldukça basit olan arayüzünü kullanarak “Enable” menüsünden aktifleştirmeniz yeterli oluyor. Daha sonra dilediğiniz internet sitesine girebilir, programın sağladığı internet güvenliği servisinin avantajlarından faydalanabilirsiniz.

Bunun yanında programın ayarlar bölümünde yer alan proxyler kısmından proxyleri yapılandırabilir, ayrıca filtreler bölümünü kullanarak VPN Plus yahut sadece VPN filtreleri gibi ayarlamaları da yapabilirsiniz. Programın içerisinde yer alan test araçları sayesinde VPN'in ne kadar etkin olduğunu da test edebilir, coğrafik IP testi sayesinde konum tabanlı olarak da değişim mevcut mu gözleyebilirsiniz.

En son test olarak da kullanılan gizlilik testi sayesinde internet üzerinde ne kadar görünebilir olduğunuzu deneyebilir, böylece internette anonimliğinizi korumakta başarılı olup olmadığınızı anlayabilirsiniz. Başarılı ve ücretsiz VPN programları arasında yer alan Spotflux, diğer VPN programlarından şikayetçi olanların kesinlikle denemesi gerekenler arasında yer alıyor.

İndirmek için : http://www.spotflux.com/


Office Online' a oturum açmak Office Online deneyiminizi özelleştirmenize ve Office Online topluluğuna katkıda bulunmanıza olanak sağlar. Şunlardan yararlanırsınız:


Yüklemiş olduğunuz ürünleri algılamamıza izin vererek veya kendi ürün listenizi elle seçerek, arama sonuçlarının ürün listenize uyarlanmasını sağlayabilir, ilgili yardım ve kullanım bilgisi içeriğine, eğitim kurslarına, gösterilere ve testlere hızla gözatabilirsiniz. Office Online'a geri döndüğünüz her zaman ürün listeniz anımsanır, sürümleriniz için istediğiniz içeriğe hızla ulaşabilirsiniz.

Kaynak: Microsoft

Office Online Nedir?

Office Online' a oturum açmak Office Online deneyiminizi özelleştirmenize ve Office Online topluluğuna katkıda bulunmanıza olanak sağlar. Şunlardan yararlanırsınız:


Yüklemiş olduğunuz ürünleri algılamamıza izin vererek veya kendi ürün listenizi elle seçerek, arama sonuçlarının ürün listenize uyarlanmasını sağlayabilir, ilgili yardım ve kullanım bilgisi içeriğine, eğitim kurslarına, gösterilere ve testlere hızla gözatabilirsiniz. Office Online'a geri döndüğünüz her zaman ürün listeniz anımsanır, sürümleriniz için istediğiniz içeriğe hızla ulaşabilirsiniz.

Kaynak: Microsoft


Facebook, News Feed algoritmasını bir kez daha bir adım ileriye taşıyarak değiştirdi. Bugüne dek farklı algoritmalar deneyen ve organik anlamda kullanıcıların memnuniyetini sağlamak için gözle görülmese de dünden bugüne pek çok değişiklik geçiren News Feed algoritması, tekrar değişti.
Yeni News Feed algoritması, markaların lehine olacak şekilde düzenlenmiş durumda. Bu düzenleme ile birlikte herhangi bir markanın içerik metinlerinde, diğer başka bir markanın adının etiketli olarak yer alması durumunda, o içerik diğer sayfayı beğenenlere de gözükmeye başlayacak.
Örnek vermek gerekirse, Webrazzi Facebook sayfası üzerinden bir içerik içinde X markasının adı geçerse, X markasını beğenenler tarafından bu içerik görülecek. Böylece X markasını beğenenler, Webrazzi sayfasını beğenmemiş olsalar da X sayfasının içeriğini görebilecek.

Kaynak: webrazzi

Facebook, News Feed algoritmasını markaların lehine değiştirdi


Facebook, News Feed algoritmasını bir kez daha bir adım ileriye taşıyarak değiştirdi. Bugüne dek farklı algoritmalar deneyen ve organik anlamda kullanıcıların memnuniyetini sağlamak için gözle görülmese de dünden bugüne pek çok değişiklik geçiren News Feed algoritması, tekrar değişti.
Yeni News Feed algoritması, markaların lehine olacak şekilde düzenlenmiş durumda. Bu düzenleme ile birlikte herhangi bir markanın içerik metinlerinde, diğer başka bir markanın adının etiketli olarak yer alması durumunda, o içerik diğer sayfayı beğenenlere de gözükmeye başlayacak.
Örnek vermek gerekirse, Webrazzi Facebook sayfası üzerinden bir içerik içinde X markasının adı geçerse, X markasını beğenenler tarafından bu içerik görülecek. Böylece X markasını beğenenler, Webrazzi sayfasını beğenmemiş olsalar da X sayfasının içeriğini görebilecek.

Kaynak: webrazzi


Dünya Bağışçılık Endeksi’ne göre Türkiye’de her 100 kişiden 34’ü tanımadıkları insanlara yardım için elini cebine atıyor. Türkiye’nin 135 ülke içinde 128’inci sırada yer aldığı endekse göre en fazla bağış yapan 3 ülke ABD, Kanada ve Myanmar.

İngiltere merkezli Charities Aid Foundation (CAF) tarafından her yıl yayınlanan “Dünya Bağışçılık Endeksi”(World Giving Index) 2013’ne göre Türkiye’de yaşayan her 100 kişiden 34’ü tanımadıkları insanlara yardım için elini cebine atıyor. 135 arasında yapılan sıralamaya göre, bir önceki yıl 148 ülke arasında 136’ıncı sırada olan Türkiye, bu yıl ise endekste 135 ülke içinde 128’inci sırada yer aldı.

Ülkelerin bağışçılığa bakış açısını karşılaştırmalı olarak sunmayı amaçlayan çalışmada, ABD endeksin başına yerleşerek en çok bağışta bulunan ülke oldu. Bağış konusunun sadece zenginlikle orantılı olmadığını da gözler önüne seren araştırma sonucunda Güneydoğu Asya ülkesi Myanmar, en çok bağış yapan 3. Ülke oldu.

Dünya Bağışçılık Endeksi, bireylerin bir sivil toplum kuruluşuna nakdi bağışta bulunması, gönüllü destek vermesi ve tanımadıkları bir kişiye yardımda bulunması gibi alanlarda ülkelerin bakış açısını ortaya koyuyor. Bu yıl 4’üncüsü yayımlanan endeks, 2012 yılı takvim yılı içerisinde 155 bin kişiyle yapılan anket verileriyle hazırlandı.

Toplam 135 ülkeden verilerin analiz edildiği araştırmada Türkiye, ‘bir yabancıya yardım etme’ konusunda 116, ‘maddi yardımda bulunma’ konusunda 102 ve ‘gönüllü zaman harcama’ konusunda ise 130. sırada yer aldı. Bağışçılık konusunda Türkiye’nin hala istenen düzeyde olmadığına dikkat çeken Türkiye Üçüncü Sektör Vakfı (TÜSEV) Genel Sekreteri Tevfik Başak Ersen, “Türkiye’de her ne kadar yardım etme eğilimi yaygın olsa da dünyadaki diğer ülkeler ile kıyaslandığında çok da parlak bir durumda olmadığımız ortaya çıkıyor. Bir önceki yıl yapılan endeksteki bölgesel sıralamada da Türkiye 17 ülke arasında en düşük sıralamaya ve skora sahipti. Daha üst sıralara gelebilmemiz için insanların bağış yapmaya özendirilmesi, sivil toplum kuruluşlarına bağış mekanizmasının çok daha şeffaf ve kolay hale getirilmesi gerekiyor” dedi.

Krize rağmen bağışlar arttı

Endekse göre 2012 yılındaki global ekonomik gerilemeye karşın genel olarak ‘bir yabancıya yardım etmek’, ‘maddi yardımda bulunmak’, ve ‘gönüllü zaman harcamak’ gibi başlıklar altında ilerleme kaydedildiği belirtildi. 2008 yılında gönüllülük sıralamasında en alt sırada yer alan gençlerin gönüllülük eğilimlerinin yükselmesi dikkat çekti.

2012 yılında birinciliği Avustralya’ya kaptıran ABD’yi ilk sıraya taşıyan en önemli neden olarak ‘tanımadığın birine yardım etme’ eğilimindeki artış gösteriliyor. Endonezya ve Tayland gibi

ülkeler ‘maddi yardımda bulunan’ nüfus oranlarıyla beraber ilk 10 ülke içinde  yer alırken, Sri Lanka ve Filipinler ‘gönüllü zaman harcama’ kategorisinde ilk 10′a girdi.

Az gelişmiş ülkeler Bağışçılar Liginde

Dünya sıralamasında bağışçılıkta ikinci sırada yer alan Myanmar ise bağışçılığın sadece zenginlikle orantılı olmadığını gösterdi. Vergi avantajı gibi bağışçılığı teşvik eden mekanizmaların yanı sıra kültür, gelenek ve dinin etkisiyle de bağış yapmak toplumsal yaşamın bir parçası haline gelebiliyor. En fazla bağışta bulunan 10 ülkeden 8’i G20 ülkeleri arasında yer almıyor. Hindistan’da bir ayda Hintlilerin ortalama verdiği bağış diğer ülkelere göre daha yüksek olsa da Çinlilerin bir ay içinde tanımadıkları bir kişiye yardım etme oranlarının daha yüksek olduğu ifade edildi. Endekse göre 2008 yılından bu yana kadınların erkeklere oranla daha fazla bağışta bulunması eğilimi devam ediyor.


TÜRKİYE’DE HER 100 KİŞİDEN 34’Ü TANIMADIĞI BİRİNE YARDIM ELİ UZATIYOR


Dünya Bağışçılık Endeksi’ne göre Türkiye’de her 100 kişiden 34’ü tanımadıkları insanlara yardım için elini cebine atıyor. Türkiye’nin 135 ülke içinde 128’inci sırada yer aldığı endekse göre en fazla bağış yapan 3 ülke ABD, Kanada ve Myanmar.

İngiltere merkezli Charities Aid Foundation (CAF) tarafından her yıl yayınlanan “Dünya Bağışçılık Endeksi”(World Giving Index) 2013’ne göre Türkiye’de yaşayan her 100 kişiden 34’ü tanımadıkları insanlara yardım için elini cebine atıyor. 135 arasında yapılan sıralamaya göre, bir önceki yıl 148 ülke arasında 136’ıncı sırada olan Türkiye, bu yıl ise endekste 135 ülke içinde 128’inci sırada yer aldı.

Ülkelerin bağışçılığa bakış açısını karşılaştırmalı olarak sunmayı amaçlayan çalışmada, ABD endeksin başına yerleşerek en çok bağışta bulunan ülke oldu. Bağış konusunun sadece zenginlikle orantılı olmadığını da gözler önüne seren araştırma sonucunda Güneydoğu Asya ülkesi Myanmar, en çok bağış yapan 3. Ülke oldu.

Dünya Bağışçılık Endeksi, bireylerin bir sivil toplum kuruluşuna nakdi bağışta bulunması, gönüllü destek vermesi ve tanımadıkları bir kişiye yardımda bulunması gibi alanlarda ülkelerin bakış açısını ortaya koyuyor. Bu yıl 4’üncüsü yayımlanan endeks, 2012 yılı takvim yılı içerisinde 155 bin kişiyle yapılan anket verileriyle hazırlandı.

Toplam 135 ülkeden verilerin analiz edildiği araştırmada Türkiye, ‘bir yabancıya yardım etme’ konusunda 116, ‘maddi yardımda bulunma’ konusunda 102 ve ‘gönüllü zaman harcama’ konusunda ise 130. sırada yer aldı. Bağışçılık konusunda Türkiye’nin hala istenen düzeyde olmadığına dikkat çeken Türkiye Üçüncü Sektör Vakfı (TÜSEV) Genel Sekreteri Tevfik Başak Ersen, “Türkiye’de her ne kadar yardım etme eğilimi yaygın olsa da dünyadaki diğer ülkeler ile kıyaslandığında çok da parlak bir durumda olmadığımız ortaya çıkıyor. Bir önceki yıl yapılan endeksteki bölgesel sıralamada da Türkiye 17 ülke arasında en düşük sıralamaya ve skora sahipti. Daha üst sıralara gelebilmemiz için insanların bağış yapmaya özendirilmesi, sivil toplum kuruluşlarına bağış mekanizmasının çok daha şeffaf ve kolay hale getirilmesi gerekiyor” dedi.

Krize rağmen bağışlar arttı

Endekse göre 2012 yılındaki global ekonomik gerilemeye karşın genel olarak ‘bir yabancıya yardım etmek’, ‘maddi yardımda bulunmak’, ve ‘gönüllü zaman harcamak’ gibi başlıklar altında ilerleme kaydedildiği belirtildi. 2008 yılında gönüllülük sıralamasında en alt sırada yer alan gençlerin gönüllülük eğilimlerinin yükselmesi dikkat çekti.

2012 yılında birinciliği Avustralya’ya kaptıran ABD’yi ilk sıraya taşıyan en önemli neden olarak ‘tanımadığın birine yardım etme’ eğilimindeki artış gösteriliyor. Endonezya ve Tayland gibi

ülkeler ‘maddi yardımda bulunan’ nüfus oranlarıyla beraber ilk 10 ülke içinde  yer alırken, Sri Lanka ve Filipinler ‘gönüllü zaman harcama’ kategorisinde ilk 10′a girdi.

Az gelişmiş ülkeler Bağışçılar Liginde

Dünya sıralamasında bağışçılıkta ikinci sırada yer alan Myanmar ise bağışçılığın sadece zenginlikle orantılı olmadığını gösterdi. Vergi avantajı gibi bağışçılığı teşvik eden mekanizmaların yanı sıra kültür, gelenek ve dinin etkisiyle de bağış yapmak toplumsal yaşamın bir parçası haline gelebiliyor. En fazla bağışta bulunan 10 ülkeden 8’i G20 ülkeleri arasında yer almıyor. Hindistan’da bir ayda Hintlilerin ortalama verdiği bağış diğer ülkelere göre daha yüksek olsa da Çinlilerin bir ay içinde tanımadıkları bir kişiye yardım etme oranlarının daha yüksek olduğu ifade edildi. Endekse göre 2008 yılından bu yana kadınların erkeklere oranla daha fazla bağışta bulunması eğilimi devam ediyor.




2013 “Üstün Başarılı Genç Bilim İnsanı Ödülleri”ne başvurular devam ediyor…

Ülkemizde genç bilim insanlarını onurlandırmak amacıyla düzenlenen 2. “Üstün Başarılı Genç Bilim İnsanı Ödülleri”ne başvurular 31 Ocak’a kadar devam ediyor. Bilim Kahramanları Derneği tarafından düzenlenen ödüller temel bilimler ve mühendislik alanlarında dağıtılacak. Ödüller, Mayıs ayında “Bilimin Kahramanları Gecesi”nde sahiplerine takdim edilecek.

Bilimi kamuoyu gündemine getirmek için çalışmalar yürüten Bilim Kahramanları Derneği, “Üstün Başarılı Genç Bilim İnsanı Ödülleri”nin ikincisini düzenliyor. Ödüle, ülkemizde temel bilimler ve mühendislik alanlarına katkıda bulunmuş, bu alanların gelişmesine ve toplum yararına kullanılmasında öncü olmuş, 38 yaşını doldurmamış bilim insanları başvurabiliyor. Kişisel başvuru yapmak ya da aday önerisinde bulunmak için son gün 31 Ocak 2014. Bilim insanları başvurularını Bilim Kahramanları Derneği sitesi üzerindeki formları doldurarak yapılabiliyor. (http://www.bilimkahramanlari.org/bilim_insani.php)

Bu sene ödülün ortak ev sahipliğini; Sabancı Üniversitesi rektörü sayın Nihat Berker, Kadir Has Üniversitesi rektörü sayın Mustafa Aydın ve Gaziantep Üniversitesi rektörü sayın Mehmet Yavuz Coşkun üstleniyor. Rektörlerin belirlediği seçici kurul başvuruları değerlendirecek. Seçilecek bilim insanları, Mayıs ayında bilim ve sanat dünyasının katılımıyla gerçekleşecek “Bilimin Kahramanları Gecesi”nde ödülünü teslim alacak.

Kaynak : Yeni Medya Düzeni

YILIN BİLİM İNSANLARI MAYIS’TA BELLİ OLACAK


2013 “Üstün Başarılı Genç Bilim İnsanı Ödülleri”ne başvurular devam ediyor…

Ülkemizde genç bilim insanlarını onurlandırmak amacıyla düzenlenen 2. “Üstün Başarılı Genç Bilim İnsanı Ödülleri”ne başvurular 31 Ocak’a kadar devam ediyor. Bilim Kahramanları Derneği tarafından düzenlenen ödüller temel bilimler ve mühendislik alanlarında dağıtılacak. Ödüller, Mayıs ayında “Bilimin Kahramanları Gecesi”nde sahiplerine takdim edilecek.

Bilimi kamuoyu gündemine getirmek için çalışmalar yürüten Bilim Kahramanları Derneği, “Üstün Başarılı Genç Bilim İnsanı Ödülleri”nin ikincisini düzenliyor. Ödüle, ülkemizde temel bilimler ve mühendislik alanlarına katkıda bulunmuş, bu alanların gelişmesine ve toplum yararına kullanılmasında öncü olmuş, 38 yaşını doldurmamış bilim insanları başvurabiliyor. Kişisel başvuru yapmak ya da aday önerisinde bulunmak için son gün 31 Ocak 2014. Bilim insanları başvurularını Bilim Kahramanları Derneği sitesi üzerindeki formları doldurarak yapılabiliyor. (http://www.bilimkahramanlari.org/bilim_insani.php)

Bu sene ödülün ortak ev sahipliğini; Sabancı Üniversitesi rektörü sayın Nihat Berker, Kadir Has Üniversitesi rektörü sayın Mustafa Aydın ve Gaziantep Üniversitesi rektörü sayın Mehmet Yavuz Coşkun üstleniyor. Rektörlerin belirlediği seçici kurul başvuruları değerlendirecek. Seçilecek bilim insanları, Mayıs ayında bilim ve sanat dünyasının katılımıyla gerçekleşecek “Bilimin Kahramanları Gecesi”nde ödülünü teslim alacak.

Kaynak : Yeni Medya Düzeni

Popular Posts