background img

The New Stuff

ALZHEIMER TEDAVISINDE YENI UMUT!


Kaynak : Türkiye Gazetesi

Op. Dr. Bülent Fahri Kılınçoğlu, Alzheimer tanısı konulan hastalar hakkında önemli bilgiler verdi

Alzheimer hastalığının, kişinin isim, adres bilgisi, tarih, güncel medyatik isimlerle kendi kişisel bilgiler, özellikle ev adresi ve telefon numarasını hatırlayamaması gibi belirtilerle ortaya çıktığı belirtildi. Alzheimerin kişinin yaşam kalitesini düşürdüğünü bildiren Memorial Antalya Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Bölümü'nde görevli Op. Dr. Bülent Fahri Kılınçoğlu, “Alzheimer tanısı konulan hastaların yüzde 30-40'lık bölümünde ortaya çıkan unutkanlık sorunu beyinde sıvı toplanmasına bağlı olduğu için ilaçla tedavi edilemiyor” dedi.  Alzheimer tanısı konulan hastalar hakkında bilgi veren Op.Dr. Bülent Fahri Kılınçoğlu, şöyle konuştu: “Tedavi beyindeki bir çay bardağı miktarındaki sıvının, basit bir cerrahi işlem ile beyne şant takılarak boşaltılmasıyla yapılabiliyor. Hasta işlem sonrası yaşam kalitesini düşüren çok önemli olumsuzluklardan kurtularak sosyal yaşamına geri dönebiliyor.”


BAMBAŞKA BİR DÜNYANIN KAPILARINI AÇIYOR
Op. Dr. Bülent Fahri Kılınçoğlu, beynin içinde olması gereken miktarda sıvı artışı, kafa içi basıncının artması ve beynin sıkışmasının unutkanlık sorunlarına neden olduğunu bildirerek şunları söyledi: ”Beynin fonksiyonunu bozan sıvı, hastanın yaşamını kabusa çevirerek başta unutkanlık olmak üzere hayat kalitesini düşüren birçok sorunu da beraberinde getirmektedir. Hidrosefali olarak adlandırılan bu durum, ilaç tedavisine yanıt vermemesine rağmen cerrahi tedaviyle düzelerek, ameliyat sonrası hastalara bambaşka bir dünyanın kapılarını açmaktadır. Genel anestezi altında gerçekleştirilen şant takma işleminde, hastanın kafatasına küçük bir delik açılarak, şantın ucu beyin içindeki beyin omurilik sıvısının bulunduğu odacığa yerleştirilmektedir. Daha sonra; baş, boyun ve karın cildinin altından geçen bir tünel açılarak şantın diğer ucu bu sıvının rahatlıkla emilebileceği karın içi boşluğa yönlendirilmektedir. Fazla sıvı beyinden uzaklaştırıldığında, hasta olumsuz etkiden kurtulmaktadır.“


HASTANIN İŞLEM İÇİN UYGUN OLMASI ÖNEMLİ
Nörolojik muayene sonrası çekilen beyin MR'ı sonrası beyinde sıvı toplanması belirlendiğinde, hastanın şant işleminden yarar görüp göremeyeceğini kontrol amaçlı olarak belden sıvı alınarak 24-48 saat beklendiğini ifade eden Op. Dr. Bülent Fahri Kılınçoğlu şunları kaydetti:”Bu süre içinde hastada bir farklılık ve durumunda bir düzelme göze çarptığında, hastanın işlemden yarar göreceği kesinlik kazanmış olur ve ameliyat gerçekleştirilir." Tanının doğru bir biçimde konulması ve işlemin uygun hastaya yapılmasının başarıyı getirdiğini anlatan Kılınçoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Ancak, beyinde su toplanması nedeniyle 20 yıldır sıkıntı yaşayan bir hastanın işlem sonrası hemen iyileşmesi beklenemez. Bunun için belli bir sürenin geçmesi gerekir. Erken müdahalede hızlı yanıt verebilen sorun ileri yaş hastalarında yaş sınırı olmaksızın şant uygulaması ile tedavi edilebilir. 30-45 dakika arasında süren işlem, genel anestezi altında yapılmakta ve hasta 2-3 günlük yatış süresinin ardından taburcu edilmektedir. İşlem sırasında kullanılan sistemler vücut ile uyumludur ve ameliyat sonrası oluşabilecek herhangi bir problem durumunda, küçük bir mıknatıs yardımı ile bozulan mekanizmanın ayarı değiştirilerek, herhangi bir müdahale yapılmadan dışarıdan sorun rahatlıkla giderilebilir.”


İDRAR KAÇIRMA VE YÜRÜYÜŞ BOZUKLUKLARI DÜZELİYOR
Beyinde toplanan sıvının boşaltılması bu hastalarda unutkanlık ile birlikte var olan sorunların giderilmesinde de etkili olduğunu belirten Op.Dr. Bülent Fahri Kılınçoğlu, şunları söyledi: “Hastanın idrar kaçırma sorunu ve yürüyüş bozukluğu gibi sorunları düzelmektedir. Daha önce idrar kaçıran, unutkanlık sorunu bulunan, devamlı uyku halinde olan, bakıma muhtaç ve bir başkasının yardımı olmadan günlük işlerini yapamayan hastalar; şant takılma işlemi sonrası gözlerini açarak konuşmasından hareketlerine kadar her şeyi ile normal ve sağlıklı bir insan haline gelebilmektedir.” şaltılmasıyla yapılabiliyor. Hasta işlem sonrası yaşam kalitesini düşüren çok önemli olumsuzluklardan kurtularak sosyal yaşamına geri dönebiliyor.”




Diğer Önemli bir gelişme:
Kaynak : Sabah Gazetesi

Amerikan bilim adamları, Alzheimer gibi nörolojik hastalıkları tedavi edebilmek için kök hücrelerden türetilmiş yeni bir hücre türü geliştirdi.

California Üniversitesi Sue & Bill Gross Kök Hücre Araştırma Merkezi'nden Doç. Dr. Edwin Monuki, "Journal of Neuroscience" dergisinde yayımlanan çalışmasında, fare ve insan embriyosundan alınan kök hücrelerden "koroid sinir ağı epitel hücreleri"ne benzer yeni bir hücre türü geliştirmeyi başardıklarını açıkladı.
Koroid sinir ağı epitel hücrelerin beyin-omurilik sıvısını üreten koroid sinir ağı dokusunun işlevini yerine getirmesinde büyük rol oynadığını söyleyen Monuki, hücrelerin beyin-omurilik sıvısı içindeki metabolik atıkların ve yabancı maddelerin atılmasını sağladığını belirtti. Monuki, nörolojik yıkıma yol açan hastalıklarda koroid sinir ağı hücreleri azaldığı için beyin-omurilik sıvısının da azaldığını ve beyin-omurilik sıvısındaki plak oluşumuna neden olan proteinlerin atılamadığını söyledi.

Şimdiye kadar koroid sinir ağı epitel hücrelerinin kültür üretiminin yapılamadığına işaret eden Monuki, "Kök hücrelerden çok sayıda koroid sinir ağı epitel hücresi geliştirmeyi başardık. Bu hücreler, nörodejeneratif hastalıkların tedavisinde kullanılabilir" dedi.

Embriyo kök hücrelerini olgunlaşmamış nöral kök hücrelere dönüştürdüklerini belirten Monuki, daha sonra da kök hücrelerinin koroid sinir ağı epitel hücreleri haline gelmesini sağladıklarını ifade etti. Monuki, koroid sinir ağı epitel hücrelerinin beyinde plak birikimine neden olan proteinleri temizleyerek Alzheimer gibi nörolojik hastalıkların tedavisinde kullanılabileceğine dikkati çekti.

İlk kez 1906 yılında Alman bilimadamı Alois Alzheimer tarafından tanımlanan ve 65 yaş üstü kişilerde beyin dokularında ağır hasara neden olan Alzheimer hastalığının hala etkili bir tedavisi bulunmuyor. Dünyada 30 milyondan fazla Alzheimer hastası olduğu tahmin ediliyor.


LÖSEV

Lösemili ve kan hastası çocukların, sağlık ve eğitim başta olmak üzere her türlü ihtiyaçlarının sağlanmasına yardımcı olmak, bunun yanısıra, kalıtsal ve edinsel kan hastalıkları konusunda ulusal düzeyde tedavi, eğitim ve araştırma kurumları ukuran ve işleten LÖSEV desteğimizi bekliyor.

Türkiye'de her yıl 1200-1500 yeni lösemili çocuk vakası ortaya çıkıyor. Bu durum bazen dar bütçeli ailelerde ebeveyni lösemili çocuk ile diğer çocukları arasında seçim yapmaya kadar zorluyor. Bu nedenle LÖSEV Vakfı  gerçekleştirdiği tüm faaliyetlerde, gelir elde etmenin yanısıra, lösemi hastalığını tanıtmayı, lösemili çocukların ve ailelerinin sıkıntılarını topluma aktarmayı ve bu vesileyle toplumu bilinçlendirmeyi  amaçlıyor.

Yapacağınız desteklerle eminim kendinizi daha iyi hissedeceksiniz.

Destek bilgileri için http://www.losev.org.tr/adresini ziyaret ediniz.

Sevgiler

Yusuf TANGLAY

Popular Posts