Sabır, Emek , Göz nuru : Çini Sanatı
El sanatları köklü bir geçmişin ve kültür varlığının en önemli belgeleridir. Yüzyıllar içinde pek çok el sanatıyla kültürel birikimini ortaya koyan Türkler için çininin yeri bambaşkadır. Çünkü çiniye can veren Anadolu topraklarıdır. Türkler seramik kapları yaptığı ilk günden bu yana onları mimari yapılarda süslemede de kullanıyor.
Türklerin çini sanatı ile tanışmaları Uygur Türklerine ve 8.yüzyıla denk dayanıyor. Çininin Anadolu topraklarındaki temsilcisi Selçuklu Devletidir. 13 ve 14. yüzyıllardaki Selçuklu etkileri beylikler ve Osmanlı döneminde devam etmiştir.
İznik 14.yüzyıldan başlayarak çiniciliğin merkezi olmuştur. Ünü tüm dünyaya yayılan İznik Ççinilerinin özel renkleri bugün bile bu sanatla uğraşanların peşinden koştukları özel bir sırdır.
İznik Türk ve dünya çinicilik açısından öylesine bir öneme sahiptirki 15.yüzyılda üretilen mavi beyaz çiniler; haliç işi - şam işi diye anılan ama İznikte imal edilen çini çeşitleridir.Bu döneme kadar uygulanan ilk kez kırmızı renk, bu alanda yeni bir tarzın doğması ve çinin Türklere özgü bir sanat sayılmasının ana sebebidir.
Kırmızı ve beyaz hamurdan yapılan 1260 derecede pişirilen İznik seramiklerinin ana maddesi kuvarsdır. Ancak bu seramikleri özel kılan sadece yarı porselen kalitesinde olmaları değil. Desenleri, renkleri ve üzerlerindeki sırdır.
18.yüzyıla denk çininin Anadolu toprakları başkenti sayılan İznik'te kaşi ve evani adı ile üretilen ve sonraları Çin porselinin kalitesini vurgulamak için çini denilen bu sanat eserleri bugün bile pek caminin duvarlarında, minarelerinde ve müzedeki eşyalarda görebilirsiniz.
Çininin 18.yüzyılda tamamen kaybolmasıyla Anadolu'da yepyeni merkezlerin ortaya çıkma nedeni olmuştur. Kütahya ve Çanakkale o günlerden buyana çini sanatının iki önemli merkezidir.
Çininin sırrı sadece toprağında, o toprağa şekil veren elde, desenleri çizen dikkatli gözde, piştiği fırının ısısında değil, sabırda, emekte, göz nurunda.
Çini yapımı sabır ve emek gerektiren uzun ve ustalık isteyen bir süreçtir. Çamuru yoğurma ve ateşte pişirme sanatıdır. Çinin hamurunu hazırlamak ilk aşamadır. Çini yapılacak ham maddelerin karıştırılma süreci yaklaşık 8 saat sürmektedir. Bu süre sonunda boza kıvamına gelen malzeme 2 gün dinlenmeye bırakılır. Dinlenme sonrası içindeki suyun kaybolması için preslere alınan hamur artık yoğrulacak kıvama getirilir.
Kündeleme ise çini yapımının bir başka zahmetli aşamasıdır. Yapılacak parçanın büyüklüğüne göre çamurun ayarlanmasına verilen isimdir. Bu aşamada diğerlerinde olduğu gibi dikkat gereklidir. Kündecinin hamur parçalarını istenilen boyutlarda ayarlaması ve hamurun içinde hava kabarcığı bırakmaması çok önemlidir. Bu özen tasarımın başarısı için gereklidir.
Çamurun maharetli ellerde şekil bulduğu aşama ise adete büyüleyicidir. Birkaç saatte şablon yada çark tornada tabak yada bir vazo şeklini alıp kurumaya bırakıldığında çininin en önemli aşaması tamamlanır. Astarlamanın ardından tam bir gün süren bisküvi pişirimi başlar ki bu aşama iyi bir çini için zorunludur. Ancak sır iyi bir çinin vazgeçilmezidir. Sır öncesi yapılacak desenin özenle çizildiği tahrirleme özen ve dikkatin gerektiği bir konudur. Genellikle kadınların yaptığı desenleme işinde tahrirlemeden sonra yapılır. Daha sonra boyama işemine geçilir.
Ham maddesi silis olan sır önce boza kıvamında ikinci pişirimden sonrada cam gibidir. Türk çinilerinin birbirinden güzel renk ve desenleri bu varlığı ile yokluğu seçilmez camın ardında gizlidir.
Çini yüzyıllardır Anadolu topraklarında varlığını ve zenginliğini tüm dünyaya kanıtlamış durumdadır. Usta eller, günlerce süren bu zahmetli eller, bu uğraşa gönüllüdür. Çünkü çininin ilhamı ve zenginliğini bu zengin Anadolu topraklarına borçludur.
Pinterest profilimdeki çini kataloğunu incelemek için: http://www.pinterest.com/tanglay/iznik-ceramic-tiles-and-pottery/
0 yorum :
Yorum Gönder